TÜRK HUKUKUNDAKİ İSTİNAF VE TEMYİZ SINIRLARI

TÜRK HUKUKUNDAKİ İSTİNAF VE TEMYİZ SINIRLARI

I.                        Giriş

Bu çalışmada; ilk derece mahkemelerinin yargılama sonucunda uyuşmazlık ile ilgili olarak esas hakkında vermiş olduğu nihai kararın kanun yolu incelemesine tabi olup olmadığına dair yasal sınırlar kaleme alınmıştır.

II.                        Kanun Yolu Kavramı ve Hukukumuzdaki Olağan Kanun Yolları

Türk yargısistemi; Anayasa yargısı, idari yargı, adli yargı ve uyuşmazlık yargısı olarakkollara ayrılmaktadır[1].Anayasa yargısı Anayasa Mahkemesi; Uyuşmazlık Yargısı ise Uyuşmazlık Mahkemesinden oluşmaktadır. Adli yargı ve idari yargı hakkında ise 20.07.2016  tarihi öncesi iki dereceli yargı sistemi öngörülürken, 20.07.2016 tarihi itibariyle üç dereceli bir yargı sistemi öngörülmüştür.Böylelikle adli yargı kolu; ilk derece mahkemeleri, bölge adliye mahkemeleri ve Yargıtay olmak üzere üç dereceli bir sistemi barındırmış olup,  İdari yargı kolu da belirtilen tarih itibariyle ilk derece mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay olmak üzere üç dereceli bir yapı haline gelmiştir. Öngörülen bu yargı sistemi ile adli ve idari yargı sisteminde ilk derece mahkemeleri nezdinde verilmiş olan nihai kararların yeniden incelenmesi ve kararlarda bulunan hukuki hataların giderilmesi üst yargı mahkemelerinin kararı incelemesi neticesinde olmaktadır. İşte söz konusu hatanın ya da hukuka aykırılığın bulunduğu iddiasıyla ortaya çıkan uyuşmazlığın farklı bir yargılama merciince tekrardan inceletilmesi şeklindeki usuli vasıta ise “kanun yolu” olarak nitelendirilmektedir[2].

 

Hukukumuzda kanun yolu “olağan” ve “olağanüstü” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Bu yazımızın inceleme konusunu oluşturan olağan kanun yolları, yargılama neticesinde verilmiş olan kararda hatanın ya da hukuka aykırılığın bulunduğu iddiasıyla ortaya çıkan uyuşmazlığın formel olarak kesinleşmeden önce bir üst yargılama merciince tekrardan inceletilmesi şeklinde tanımlanmaktadır[3]. Olağan kanun yolları kendi içinde itiraz, istinaf kanun yolu ve temyiz kanun yolu olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

 

Yargılama makamınca verilmiş olan kararın kesinleşmesinden önce olağan kanun yoluna başvurabilme imkanı istisnai haller ari tutularak ve parasal sınırlar dâhilinde tanınmıştır. . Hukukumuzda miktarı veya değeri belirli bir parasal sınırı aşmayan davalarda verilen kararlara karşı istinaf ve temyiz kanun yollarına başvuru kısıtlaması getiren yasal düzenlemeler öngörülmüştür. Bu öngörülen düzenlemelerin, yargının iş yükünün hafifletilmesi ve davaların makul sürede sonuçlanmasının sağlanması amacına dayandığı kabul edilmektedir[4].

Kesin nitelikte olan kararlar için miktar bakımından kanun koyucunun getirdiği sınırlar neticesinde konusu para olan davalarda miktarı göreceli olarak daha düşük olanların istinafa tabi tutulmaması veya konusu para olan davalardan miktarı belirli bir düzeyi aşmayanlar temyize tabi tutulmamış, istinaf kanun yolu kararıyla bu davaların kesinleşmesi kabul edilmiştir.

 

Söz konusu parasal sınırların02.12.2016 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu[5] (HMK)’na eklenen “Parasal sınırların artırılması” başlıklı Ek m.1’de; “…Parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, o yıl için 213 sayılı Vergi Usul Kanunu mükerrer m.298 uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı, istinaf ve kanun yolu başvurularında parasal sınırın uygulanmasında kararın verildiği tarihte geçerli olan miktarın esas alınacağı öngörülmüştür.”. Böyleliklekanunda, söz konusu parasal sınırın uygulamada kararın verildiği tarihte geçerli olan miktar üzerinden değerlendirileceği öngörülmüştür.

Her takvim yılında ise değişen parasal sınırlarının Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 22.09.2021 tarihli kararında[6] da belirtildiği üzere “Mülga 5521 Sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. Maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında arttırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.”Böylelikle parasal sınırlar Hazine ve Maliye Bakanlığınca her takvim yılında tespit edilecek olan yeniden değerleme usulü ile belirlenecektir.

 

Niteliği itibari ile miktarı para ile ölçülebilen uyuşmazlıklar bakımından 2024 yılında geçerli olmak üzere bakanlık tarafından %58,46 oranında yeniden değerleme oranı uygulanması öngörülmüştür.

Aşağıda ayrıntılı olarak izah etmiş olduğumuz üzere, ilk derece yargılaması sonunda verilen hükmün, istinaf ve temyiz yolu ile bir üst mahkemeye taşınması için dava konusu miktarın, kanunda belirtilen sınırın bakanlık tarafından belirlenen yeniden değerleme oranı uygulanmış parasal sınır üstünde olması lazım gelmektedir.

 

III.                        Hukukumuzdaki Olağan Kanun Yolu Sınırları

A.     Hukuk Muhakemeleri Kanununa Göre Parasal Sınırlar ve Tablosu

Belirlenen yeniden değerleme oranı Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından Resmî Gazete’de ilan edilmektedir. 30.12.2023 tarihli Resmi Gazete’de 2024 yılı için Hazine ve Maliye Bakanlığı yeniden değerleme oranını %58,49 olarak hesap etmiştir[7].

Bu oran üzerinden esas alınarak, 2024 yılı takvim başından itibaren Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 200, 341, 362, 369. maddelerinde öngörülen parasal sınır miktarları, aşağıdaki şekilde tespit edilerek, aşağıdaki tablo hazırlanmıştır..ın

 

SENETLE İSPAT

23.450,00TL

İSTİNAF SINIRI

28.250,00TL

TEMYİZ SINIRI

378.290,00TL

TEMYİZDE DURUŞMA SINIRI

567.520,00TL

 

B. İcra ve İflas Kanunu’na Göre Parasal Sınırlar ve Tablosu

2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu[8]’na 4949 sayılı İcra ve İflas Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 102 maddesiyle getirilen Ek Madde 1 düzenlemesi ile Kanun’un 119, 226, 326, 363 ve 364. maddelerinde yer alan parasal sınırların 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl Maliye Bakanlığı tarafından tespit ve Resmi Gazete’de ilan edilecek yeniden değerleme oranına göre artırılacağı öngörülmüştür.Mevcut yasal duruma göre İcra ve İflâs Kanunu’ndaki parasal sınırlar 2024 yılı için şu şekilde olacaktır:

 

İSTİNAF SINIRI (MADDE 363)

66.090,00TL

TEMYİZ SINIRI (MADDE 364)

308.632,00TL

 

C  İdari Yargılama Usulü Kanunu’na Göre Parasal Sınırlar ve Tablosu

İdari yargıda kanun yollarına başvuru için parasal sınır; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu[9] (İYUK) m.45/1’de istinaf yönünden, m.46/1-b’de temyiz yönünden düzenlenmiştir. Bu parasal sınırların her yıl yeniden değerleme oranına göre artırılacağına dair hüküm, İYUK Ek m.1’de yer almaktadır.Mevcut yasal duruma göre İdari Yargılama Usulü Kanunu parasal sınırlar 2024 yılı için şu şekilde olacaktır:

TEK HÂKİMLİ DURUŞMA SINIRI

31.000,00TL

İSTİNAF SINIRI

270.000,00TL

TEMYİZ SINIRI

920.000,00TL

 

D  Ceza Muhakemesi Kanunu Kanun Yolu Sınırı

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu[10](CMK) 272. Maddesi gereğince on beş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler bölge adliye mahkemesince resen incelenmekle birlikte, aşağıda zikredilen istisnalar hariç olmak üzere ceza mahkemelerinin tüm kararları hakkında da istinaf başvurusu yapılabilmektedir. Kanun koyucu tarafındanİstinaf yasa yoluna başvurunun öngörülmediği durumlar şunlardır:

-          3000 TL ve altındaki adli para cezasına mahkûmiyet kararları için istinaf yoluna başvurulamaz

-          Üst sınırı 500 gün adli para cezasını gerektiren beraat hükümleri aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulmaz.

-          Kanunlarda açıkça kesin olduğu yazılı olan kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna gidilemez.

Ceza Muhakemesi Kanunu 286. Maddesi gereğince ise bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümlerinin temyiz edilebilmekle birlikte aşağıda sayılacak olan kararlar bakımından ise temyiz yasa yolu öngörülmemiştir.

-          İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları

-          İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları

-          Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar

-          İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272. maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları

-          Adlî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları

-          Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları

-          On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları

-          Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar

-          Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları

 

IV.                        Sonuç

İlk derece mahkemelerince verilen kararlarda bir hatanın ya da hukuka aykırılığın bulunduğu iddiasıyla ortaya çıkan uyuşmazlığın farklı bir yargılama merciince tekrardan inceletilmesi şeklindeki usuli vasıta “kanun yolu” olarak nitelendirilmektedir. Türk Hukukunda kanun yolu “olağan” ve “olağanüstü” olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Çalışmamızın konusunu oluşturan olağan kanun yolları ise kendi içinde itiraz,istinaf kanun yolu ve temyiz kanun yolu olmak üzere üçe ayrılmaktadır.

 

İlk derece mahkemesince verilmiş olan kararın kesinleşmesinden önce taraflara olağan kanun yoluna başvurabilme imkânı istisnai haller ari tutularak ve parasal sınırlar dahilinde tanınmıştır. Bu yasal düzenlemeler iç hukukumuzda usul hukuku kanunlarında yer almaktadır.

 

Kanun yolu başvurularında parasal sınır, yargılamanın makul sürede sonuçlanmasının sağlanması ve yargının iş yükünün hafifletilmesi amacıyla hukukumuzda yer edinmiştir. Öyle ki herhangi bir kısıtlamaya tabi olmaksızın, ilk derece yargı mercilerinin verdiği her türlü kararın istinaf ve devamında temyiz kanun yolu denetimine götürülmesi halinde, üst mahkemelerin iş yükü artacak, hemen hemen ilk derece mahkemelerinde görülen dava sayısı kadar da istinaf ve temyizde dava görülmek durumunda kalınacaktır. Bu durum da yargısal denetimin sıkılaştırılması sonucunu değil,  bilakis ilk derece mahkemelerinin işlevsiz hale gelmesi sonucunu doğuracaktır. Ülkemizdeki mahkemelerin iş yükü ve yargılama sisteminin ağır işleyişi göz önüne alındığında, iç hukukumuzda yer alan kanun yoluna başvuru sınırları düzenlemelerinin yerindeliği ve gerekliliği ortadadır. Biz hukukçular olarak da üzerimize düşen görev, anılan sınırlamalara riayet edip, her zaman olduğu gibi yine yargının işleyişini hızlandırmak gayesinde hareket etmektir.

 

Tekelioğlu&Ateş Hukuk ve Arabuluculuk Bürosu

 

 

 



[1] Özlem Koçak Süren, Türkiye’de Yargı Siteminin Örgütlenmesi ve Adalet Sistemini Problemleri, TBB Dergisi, Sayı 85, 2009

[2] Muharrem Özen, "Türk Ceza Muhakemesinde İstinaf,"  Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi , pp.2331-2388, 2016

[3]Dr. JürgenWeitzel, “JuristischeSchulung”, Dr. Fazlı Doğan, Küresel Bakış, Yıl:1, Cilt:1, Sayı:3, Ekim 2011

[4]Şen, Ersan, “Mahkemeye erişim hakkı çerçevesinde kanun yoluna başvuruda parasal sınırın öngörülemezliği sorunu”, Hukuki Haber (17.09.2022), https://www.hukukihaber.net

[5] RG, 04.02.2011.

[6] Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 22.09.2021, 2021/10799 K. 2021/231 E.

[7]Resmi Gazete, Tebliğler, 30.12.2023, s. 32415, 2. Mükerrer (https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/12/20231230M2.pdf) E.T.: 27.01.2024.

[8] RG, 19.06.1932.

[9] RG, 20.01.1982.

[10] RG, 17,12,2004.